“Yunus’un mesajları dünyanın her köşesinde yankı buluyor”
Aylin Asan
Türk dili ve kültürünün ilk mutasavvıflarından olan Yunus Emre’nin vefatının 700. yıl dönümü dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı tarafından içinde bulunduğumuz 2021 senesinin “Yunus Emre ve Türkçe Yılı” olarak ilan edilmesiyle Yunus Emre, yurt içinde ve dışında düzenlenen etkinliklerle anılmaya devam ediyor.

Yunus Emre Enstitüsü tarafından Romanya’da Yunus Emre’yi anma faaliyetlerinin biri daha gerçekleştirildi. Bükreş’te 1808 yılında inşası tamamlanmış ve 1812’de Osmanlı – Rus devletleri arasında imzalanan Bükreş Antlaşması’na ev sahipliği yapmış tarihî Manuk Han’da T.C. Bükreş Büyükelçisi Sayın Füsun Aramaz, Büyükelçilik çalışanları, Romanya devlet kademesinden misafirler, il ve ilçe belediye yetkilileri, Rumen vatandaşlar, Romanya’da yaşayan Türk ve diğer ülke vatandaşlarının katıldığı programda Yunus Emre’nin Rumenceye çevrilmiş şiirleri, ses ve tiyatro sanatçıları Oana ve Cesar Ghioca tarafından okundu. Ayrıca Daniel Mircea Pop tarafından Rumenceye uyarlanarak bestelenen Yunus Emre’nin “Dertli Dolap” isimli şiiri seslendirildi. İzleyiciler sanatçıların performansını ayakta alkışladırlar.

Şiir ve müziğin verdiği manevi lezzetin ardından program 5 Aralık Türk Kahvesi Günü ve 15 Aralık Dünya Çay Günü vesilesiyle misafirlerimize Türk tatlılarının yanında Türk kahvesi ve çayı ikram edildi.

Gönül Eri Yunus Emre

T.C. Bükreş Büyükelçisi Füsun Aramaz, konuşmasında Yunus Emre’nin beslendiği kaynakların derinliği ve geçmişine değindi. Ahmet Yesevi’den Mevlana Celaleddin Rumî’ye sonrasında gönül ehli Yunus Emre’ye varana kadar pek çok mutasavvıfın, gönül erinin Anadolu topraklarından çıktığını vurguladı. Ayrıca ırkçılığın, kendinden olmayanın dışlandığı bir dünyada Yunus Emre gibi birleştirici bir değerin mesajlarının bütün dünyaya ilham olacağına değindi.
Bükreş Yunus Emre Enstitüsü Müdürü Mustafa Yıldız ise; dünyanın pek çok yerinde Yunus Emre Enstitüsünce, düşünce dünyasının özünde “tevhit” inancı olan mutasavvıf Yunus Emremiz üzerine pek çok faaliyet yapıldı.
Yunus Emre’nin eserlerinde ontolojik, epistemolojik ve etik sorunların üzerinde “aşk” bulunmaktadır ki aşk, insanoğlunun fıtratında bulunmakla birlikte aslını ve mutlak varlığa ulaşmasını sağlayan sonsuz bir güçtür. Mecazi aşklar, ilahi aşka ulaşmamızı sağlayan birer araçtır. Biz de bu ülkü doğrultusunda Rumenceye çevrilen Yunus Emre şiirlerini Yunus dostlarıyla buluşturduk. Şiir dinletisinin sonunda ise küçük bir sürprizimiz oldu: Bestelenen“Dertli Dolap” isimli şiir Rumence seslendirildi.
Kısmet olursa yakında Rumence bir Yunus Emre albümü çıkaracağız. İçinde “Dertli Dolap” isimli parça da bulunacak. Çağımızın Yunuslarını yetiştirmek ve onlara ulaşabilmek adına şiir besteleme çalışmalarında sona geldik ve stüdyo kayıtlarına başlayacağız.
Yunus’un Risâlet’ün Nushiyye adlı nasihatnamesinde hayatın gelip geçici olduğunu, nice insanların dünyaya ve nimetlerine aldandığını vurguladığı “Bu fâni dünyanın nakşına bakma / Senin gibi nice aldandı dünya” beytinden hareketle geride kalıcı bir eser, bir albüm bırakmak istedik. Bildiğimiz üzere müzik, insanlığın ortak dilidir. Yunus’un tüm insanlığı kucakladığı şiirleriyle bu ortak dilin birlikteliğinden doğacak albümle kulaklara da hitap edeceğiz, dedi.
Yunus Emre Kimdir?
Türk kültür ve tarihine yön veren bilim ve siyaset adamları ile entelektüellerce “arif” olarak nitelendirilen; ümmi olmayan namıdiğer okumuş, yazmış, dönemine hâkim olan Yunus Emre; on üçüncü yüzyıl tasavvuf şairidir. Hayatı ve kimliği hakkında kesin bilgi yoktur. Şiirleri asırlar boyunca zevkle ve hayranlıkla okunmuş, yalnız ülkemizde değil birçok ülkede de ilgi uyandırmış müstesna bir şahsiyettir. Türk halk şairlerinin tartışmasız öncüsü olan ve Türk’ün İslam’a bakışını Türk dilinin tüm sadelik ve güzelliğiyle ortaya koyan Yunus Emre, sevgiyi felsefe hâline getirmiş örnek bir insandır. Yaklaşık 700 yıldır Türk milleti tarafından dilden dile aktarılmış, türkü ve ilahilere söz olmuş; yer yer atasözü misali dilden dile dolaşmış mısralarıyla Yunus Emre, Türk kültür ve medeniyetinin oluşumuna büyük katkılar sağlamış bir gönül adamıdır.
Yunus Emre’nin bazı kaynaklarda Anadolu’ya gelen Türk boylarından birine bağlı olup 1238 dolaylarında doğduğu rivayet edilse de bu kesin değildir; tıpkı 1320 dolaylarında Eskişehir’de vefat ettiği gibi. Bazı kayıtlardan ve şiirlerinden 1240 yıllarında doğduğu, yaklaşık 80 yıl yaşadığı, Bolulu olduğu, Eskişehir-Sarıköy’de (Bugünkü ismi Yunus Emre) vefat ettiği ve buraya defnedildiği anlaşılmaktadır. Bunların yanı sıra Batı Anadolu’nun birkaç yöresinde “Yunus Emre” adını taşıyan ve onunla özdeşleştirilmiş olan “makam” adında mezarlar bulunmaktadır.